Koronavirüs etkisi; Televizyon izleme oranı yüzde 23 arttı…
Gül KABA-Özgür KUMANOVALI/İSTANBUL, (DHA) – Koronavirüs salgını nedeniyle haber kanallarının daha çok izlenmeye başladığını aktaran Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) Başkanı Yusuf Gürsoy, yaptıkları araştırmaya göre mart ayının başından itibaren televizyon izlenme oranının yüzde 23 arttığını söyledi. Gürsoy, “Açık (free-ücret ödenmeden,abone olunmadan izlenen kanallar) televizyon izlenmesinde ve ithal edilen içerik payında dünyada birinciyiz, burada kastımız televizyon dizilerimiz” dedi.
Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) Başkanı Yusuf Gürsoy, koronavirüs salgınının medyaya etkilerini değerlendirdi. Ülkelerin, günümüzde internet televizyonuna kaydığını aktaran Gürsoy, Türkiye’nin herhangi bir ücret ödemeden izlenen açık televizyonculukta dünya birincisi olduğunu aktardı. Koronavirüs salgını sürecinde, halkın bütün bilgiyi haber kanallarından aldığını söyleyen Gürsoy, böylece haber kanallarına olan güvenin arttığını ve izlenme oranlarının yükseldiğini vurguladı.
TELEVİZYONA GÜVEN ARTTI
Televizyon ve radyo gibi geleneksel medyanın koronavirüs gibi insani kriz dönemlerinde en önemli aktör olduğunu söyleyen Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) Başkanı Yusuf Gürsoy, “Halkın haber alması, bilgiye ulaşması, duyarlılığın oluşması medya aracılığıyla oluyor. Bu dönem radyo ve televizyonlarımıza olan güvene olumlu yansıdı. Özellikle haber kanallarımızın etkisi de arttı” dedi.
HABER KANALLARI İZLENMEYE BAŞLADI
Televizyon izleme ve radyo dinleme oranlarının artığına dikkat çeken Gürsoy, “Haberin insan hayatı üzerindeki olumlu etkilerini görebileceğimiz en önemli araç geleneksel medyamız. Radyo dinleme ve televizyon izlenmeleri çok arttı, ölçüyoruz da. Yaptığımız araştırmaya göre, mart ayından itibaren televizyon izlenme oranı yüzde 23 arttı. Haber kanallarının izlenme oranları daha fazla arttı. Çünkü, bütün dünya koronavirüs gibi krizle ilk defa karşılaştı ve endişeyle karşıladı. Tedavisi, aşısı yok; nasıl bulaşacağıyla ilgili çeşitli senaryolar vardı. İlk Çin’de ortaya çıktığında uzak diyarlarda olan bir hadise gibi geldi. Ne zaman yanı başımızda hissettik ve ölümler olmaya başladı insanlar irkildi. Vatandaşlar koronavirüsle ilgili bütün bilgiler haber kanaları aracılığıyla öğrendi, tedbir almaya başladı. Güvenle birlikte izleyiciler ekran başına kilitlendi” diye konuştu.
AÇIK KANALLARDA KULLANILAN İÇERİK İZLEMEDE DÜNYA BİRİNCİSİYİZ
İçeriğin izlenme ve dinleme oranları üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu belirten Gürsoy, “Koronavirüs önlemleri kapsamında sosyal mesafe ve kapalı mekanlarda bulunamama nedeniyle içerik üretmekte zorlanıyoruz. Koronavirüs öncesinde Türk dizileri, program formatları dünyada ikinci sıradaydı. Yani Türk dizileri dünyaya ihracatta ABD’den sonra 350 milyon dolarlık payla ikinci sırada yer alıyordu. Açık televizyonlardan izlenmede ve içerik üretmede dünyada birinciyiz. Açık televizyonculuk, yani dijital platformlardaki pay kanallar değil herkesin ücret ödemeden ulaştığı izlenen kanalları kastediyorum. Açık televizyon yayıncılığında dünyada içerikleri en çok izlenilen ülkeyiz” ifadelerini kullandı.
İHTAL EDİLEN İÇERİĞİN YÜZDE 25’İ TÜRKİYE’DEN
Dünya genelindeki televizyonların içeriğinin yüzde 70’ini iç yapımların oluşturduğunu söyleyen Gürsoy, “Yüzde 30’unu da ithal ederler. Bu yüzde 30’luk içeriğin yüzde 25’i Türkiye’den karşılanıyor. Rakamlar, Avrupa Birliği (AB) kuruluşu EuroData’ya ait, yüzde 25 ciddi bir rakam. İçerik üretmede ne kadar iddialı olduğumuz gösteriyor. Maalesef koronavirüs salgını nedeniyle dizi setleri ara verdi, bir takım çıkış yolları aranıyor. Bazı yönetmen ve yapımcılar çekim mekanlarını evlere taşıyarak, senaryoyu farklılaştırarak evde içerik bekleyen insanların taleplerini karşılamaya çalışıyor” dedi.
KORONAVİRUS KRİZİ NİN RADYO TELEVİZYONLARI OLUMSUZ ETKİLERİ,
Dünyada ve Ülkemizde önemli sektörlerde ekonomik faaliyetler büyük ölçüde durduğundan bunun olumsuz yansıması olarak radyo televizyonların ticari iletişim gelirlerinde telafi edilemez daralmalar meydana gelmiştir. Televizyonlarda izleyici artarken reklam gelirlerinde ciddi kayıplar yaşanmaktadır.Radyo reklam gelirlerinde kayıplar yüzde 50 lerin çok üzerindedir.
En önemli kayıpları ise yerel radyo televizyonlar yaşamaktadır.Küçük ve ortaboy işletmeler ile yerel ekonomik faaliyetlerden kaynağını alan yerel medya kuruluşları bu alandaki faaliyetlerin durması nedeniyle yüzde 90 üzerinde ekonomik kayıplar yaşamakta ve yayınlarını sürdürememe tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.
RATEM olarak bu duruma dikkat çekmek için CİB,Kültür ve Turizm Bakanlığı ve RTÜK’e gerekli taleplerimizi ilettik.
Özellikle yerel radyo televizyonların yayınlarını sürdürebilmeleri için “Yayına Devam Kredisi” adı altında bir destek sağlanmalıdır. Bunun örnekleri bazı sektörlerde kullanıldı ya da kullanılıyor. Düşük faizli ve 6 ay ödemesiz krediler bu dönem için motivasyon kaynağı olacaktır.Yaklaşık 800 kuruluşu kapsayan bu talebin gerçekleşmesinde önemli bir yük oluşturmayacağı da ortadadır.
Diğer yandan radyo televizyonlar izleyici ve dinleyiciye ulaşmak için uydu kapasitesi kullanırlar. TURKSAT verdiği bu hizmet için 30 Mart tarihli Yönetim Kurulu kararı ile dolar kurunu 4.5 TL olarak açıkladı. Yayın kuruluşları için büyük bir katkı ve iyileşme oldu. TURKSAT Yönetim Kuruluna teşekkür ederiz. Geçmiş dönem borçları ve 30 Mart -30 Nisan dönemini kapsayan 4.5 TL olarak belirlenen dolar kuru uygulamanın en azından Eylül 2020 tarihine kadar uzatılması yerinde olacaktır.
Radyo televizyonların yayınlarında yer verdikleri telife konu eser bedelleri için de özellikle ödeme güçlüğü çeken yayın kuruluşlarına erteleme sağlanması konusunda hak sahibi meslek birlikleri ile değerlendirmeler de devam etmektedir.